I'm Legend

"Düzensiz hücre çoğalması" olarak özetleyebileceğimiz bir hastalık kanser. Yapılan araştırmalar ve uygulanılan tedaviler bu hastalığı bir türlü yenmeyi başaramazken; bir bilim kadını, kanseri yendiğini ilân eder tüm Amerika 'ya. Takvimler, 2009 'u gösterdiği sırada...
Bulduğu tedavi sayesinde, 10.009 kişinin hayatını kurtarmıştır! Bu, bir mucizedir. Hükümet, derinlemesine bir araştırma yapmadan, yeni tedavi yöntemini uygulamaya başlar. Derken, hesapta olmayan, beklenmedik şeyler olmaya başlar. Hastalardan bir kısmı kuduz belirtileri göstererek ölürken; diğer kısmı ise vampirleşmeye başlar. Kendi eliyle bir salgın başlatan hükümetin şehirleri boşaltma kararı alması uzun sürmez...
Ailesini karantina bölgesine gönderen Doktor Robert Neville, New York 'u terk etmeyi düşünmemektedir. Doktor Robert, salgını durdurmayı hedeflemektedir ve O 'na göre, her şeyin başladığı yer olan New York, çözümü de kendi içinde barındırmaktadır. Fakat şehrin boşaltılmasına, bağışıklığı olan kişilerin, salgına yakalananlar tarafından zamanla yutulması da eklenince; Doktor Robert Neville 'in en az salgın kadar ciddi bir düşmanı daha peyda olacak ve Doktor 'un hayatını, gerekse çözüm arayışlarını daha da zora sokacaktır. Bu düşmanın adı, "yalnızlık"tır...

Amerikalı ünlü klip yönetmeni Francis Lawrence 'ın yönetmenliğini üstlendiği film, tıpkı yönetmenin ilk filmi Constantine (2005) gibi, ortalama bir film. (Constantine 'in açılış sahnesi çok güzeldi, hakkını vermek lâzım...)
Film tam olarak neyi anlatmak istiyor, bir türlü anlayamıyorsunuz. Seyirciyi germek mi istiyor, seyirciye güzel bir aksiyon seyri sunmak mı istiyor yoksa bir mesaj vermek mi istiyor? Film, türlü toparlayamıyor kendini. Will Smith 'in performansı, bazı gerilimli sahneler ve çekim kalitesi ise filmin artı yönleri